20 Eylül 2016 Salı

İLETİŞİM BECERİLERİ



“Annem beni hiç anlamıyor”, “Devamlı yapmam gerekenleri söyleyip duruyorlar. Ödevini yaptın mı?, Dişlerini fırçala, Odanı topla”, “Benden hep şikayet ediyorlar” gibi birçok iletişim engeli oluşturan yaklaşımlar istenen davranışın yapılmasını sağlayamıyor.
Yaşamın dokusunu insan ilişkileri oluşturur. İletişim, kişinin karşısındaki tarafından anında ve açıkça anlaşılmasını sağlayacak şekilde kendisini ifade etme davranışıdır.

İletişim Engelleri 
Sağlıklı ilişkilerin sağlanmasında en önemli engellerden biri, sorunun kimde olduğunun anlaşılmamasından kaynaklanır. Davranışların kabul edilip edilmemesi, bizlerin o davranışa tanık olduğumuz zaman yaşadığımız duygulara bağlıdır. Davranış yapıldığında olumsuz duygular yaşıyorsak, davranışı kabul etmeyiz. Olumlu duygular içindeysek, o davranışı görmezlikten gelebilir tepki göstermeyebiliriz. 

Anne babalar çoğunlukla iletişimi engelleyen yaklaşımlarla çocuklarıyla iletişim kurmaya çalışırlar. Örneğin ;
-EMİR VERME “Odanı topla”, “Gel buraya çabuk”, “Kaldır şu tabağı”, “Kitabımı ver”
-TEHDİT ETMEK (GÖZDAĞI VERMEK) “Yemeğini bitirmezsen, TV seyretmene izin vermem.”, “Dediğimi yap, yoksa canına okurum.”
-ÖĞÜT VERMEK, ÇÖZÜM GETİRMEK “Yorgunsan, erken yat o zaman”, “Hadi bakalım güzel güzel oynayın”, “Ben olsam, davranışlarına dikkat etmesini söylerim.”
-YORUMLAMA, TEŞHİS KOYMA, TAHLİL ETME “Aslında sen öyle demek istemiyorsun.” “Ben senin neden öyle yaptığını biliyorum.” “Senin esas sorunun nedir biliyor musun?”
-TESELLİ ETMEK, KONUYU DEĞİŞTİRMEK “Aldırma boş ver, takma kafana.”,“Üzülme, dert etme arkadaşlar arasında olur böyle şeyler.”“Haydi biraz neşelen.”,“Zamanla kendini iyi hissedersin.”
-YARGILAMAK, ELEŞTİRMEK, AD TAKMAK “Bu konuda yanlış düşünüyorsun.”, “Sen zaten hep kolaya kaçarsın.”, “Sen zaten yaramazın tekisin.”
-SORGULAMAK “Neden öğretmenine cevap vermedin.”, “Kim sana akıl veriyor.”, “Sen ne yaptın.””O ne cevap verdi.”
-DİNLEMEMEK “Boşver, başka şeylerden bahsedelim.” “Hadi unutalım gitsin.”
-ÖVMEK, KABULLENMEK, OLUMLU DEĞERLENDİRMEK “Yok canım saçın güzel olmuş.”, “Bence sen bu işin altından kolayca kalkarsın.” 

Sorun rahatsızlık yaşayan kişideyse rahatsızlığını Ben dili mesajlarıyla aktarmalıdır.
Telefonda konuşurken gürültü yapan çocuğunuza “Sussana” “Yeter artık” sen mesajları yerine. Ben dili mesajlarıyla DAVRANIŞI (Gürültü yaptığın zaman), NASIL ETKİLENDİĞİNİZİ (Telefonda konuştuğum kişiyi duyamıyorum) ve DUYGUNUZU (bu da beni kızdırıyor) içeren cümleler kurunuz.
“Ben” dili mesajlarının duyulma olasılığı daha fazladır.
Sorun karşınızdaki kişideyse Aktif Dinlemelisiniz (Etkin Dinleme)
Karşınızdakinin verdiği mesajı anlamlandırarak, onun duygusunu ona geri bildirmelisiniz. Böylece kişi dinlendiğini, anlaşıldığını hissederek çözümü konusunda iç görü kazanacaktır. 
Çocuğunuz “bugün arkadaşımla kavga ettik.” dediğinde bu mesajı “çocuğum, arkadaşına kızgın, üzülmüş” şeklinde yorumlayıp, “arkadaşına kızgınsın.” ifadesiyle onu anladığınızı gösterdiğinizde daha rahatlayacaktır ve olayı anlatmak isteyecek, anlaşıldığını hissedecektir.
Etkin dinlemeye yardımcı olacak sorular açık uçlu sorulardır. Ne, neler, nasıl ile başlayan sorularla karşındakinden daha çok bilgi alabilirsiniz. Neden, niçin sorularını savunma yarattığı için kullanmamalısınız.
Çatışma durumlarında Kaybeden Yok Yöntemi Uygulamak
Her iki kişiye de uygun çözüm yolunu bulabilmek için iki tarafında birer adım geri atması işe yarayacaktır. Çocuğunuz arkadaşında 1 saat daha fazla kalmak istiyor. Yarım saatte uzlaşmak her iki tarafında istediğinde geri adımdır, uzlaşma noktası yaratır. İki tarafta istediğinde diretirse çatışma kaçınılmaz olur.

• Sorunu belirleyin
• Olası çözümleri üretin
• İleri sürülen her çözümü değerlendirin
• Her iki tarafa da uygun olan en iyi çözüme karar verin ve anlaşmaya varın
• Kararınızı uygulamaya koyun.
• Uygulama sonrasını değerlendirin

Sorun olan davranışa nasıl engel olabiliriz?
•SORUN OLAN DAVRANIŞTAN ÖNCE
1. Önleyici açıklamada bulunma; beklentilerin açık dille önceden çocuğa söylenmesidir. 
2. Çevreyi değiştirme, çevrenin çocuğa uygun hale getirilmesidir
3. Beklenen davranışlara anne/babanın örnek olmasıdır.
4. Çocuğun iyi alışkanlıklar geliştirmesine yardımcı olma yol gösterme ve yaptığı zaman takdir etmedir.

• SORUN OLAN DAVRANIŞ SIRASINDA
1. Sorun olan davranışın nedenini düşünmedir.
2. Yapıcı bir çözüm yolu, alternatif göstermedir.
3. Ailenin bireyi olarak duygularını ve kabul edilmez davranışın kendi üzerindeki etkilerini açıklamadır.

• SORUN OLAN DAVRANIŞTAN SONRA
1. Kabul edilmez davranışın etkilerini göstererek pişmanlık duymasını sağlamadır.
2.Çocuğun kabul edilmez davranışın sonuçlarını yaşamasına müsaade etmedir. 
Uzman Psikolog Şeyda Özdalga

15 Eylül 2016 Perşembe

Dijital Çağda Anne - Baba Olmak



Anne babalar, yeni doğan çocuklarının ilk görüntülerini, gelişimini, özel anlarını cep telefonu ile çekip, sosyal paylaşım sitelerinde eş, dost ve akrabalara ilettiler, zihinsel becerilerini desteklemek için okul öncesi dönemde eğitim içerikli bilgisayar cdlerini sundular,  okul döneminde ödevlerini, projelerini yapmaları için internetin bilgi erişiminden yararlanmalarını sağladılar, lisan öğrenip, geliştirmelerine fırsat verdiler, keyifli zaman geçirsinler diye bilgisayar oyunları alıp oynamalarına izin verdiler, gittikleri yerlerde, yolculuklarda oyalansın, sıkılmasın diye onları tabletsiz bırakmadılar.

Ancak iyi niyetli anne babalar, çocuklarının bunları uygun kullanmamasından dolayı endişe duymaktadırlar. Sanal oyunların esiri olan, arkadaşlarıyla bir aradayken birbirleriyle mesajlaşan, bir arada ama ilişki, iletişim kurmadan ellerindeki telefon ve tabletlere dalmış çocuklar, indirdiği videoyu izleyip, müziği dinleyen, oyun oynayıp ailesinin yanına gelmeyen odasına kendini kapatan gençler ailelerini kaygılandırıyor.
Çocuklar neredeyse cep telefonu, tablet ve bilgisayarla yapışık yaşıyorlar.
Cep telefonu ve tabletler çocukların uzuv ve uzantısı olarak gözlemlenmekte, bilgisayarda kalma süreleri konusunda ailelerle çatışma ve pazarlıklar yaşanmaktadır. Durumun teknoloji bağımlılığı olarak değerlendirilmesinin en önemli kriteri onsuz olamamadır. Teknolojik aletler mi çocuğu yönetiyor, çocuklar mı teknolojik aletleri yönetiyor? Çocuklar üzerindeki olumsuz etkileri neler? Bunlar değerlendirilmelidir.

Çocuğun davranışları birer sonuçtur. Çocuğun mizacı, gelişim özellikleri, anne, baba ve yakın çevrenin tutumları, istek ve ihtiyaçlarının yeterince ve doğru bir şekilde karşılanmaması, iletişim yanlışları nedeniyle istenmeyen davranışlar gelişebilir. İçe dönük, öfkeli, kaygılı, sorunlu ebeveyni olan ya da  çatışmalı aile ortamı içinde bulunan, eleştirilen, yargılanan, kıyaslanan, engellenen, ihmal edilen, kendini başarısız bulan, sosyal sorunları olan çocuk için bilgisayar oyunları, sanal arkadaşlıklar çocuğun sığındığı, sorunlarından uzaklaştığı, kendini yeterli, değerli, başarılı hissettiği bir ortam olabilir.  Öncelikle bu yaklaşımların varlığı değerlendirilip düzenlenmelidir.
Sonrasında ise çocuk ve aile ilişkileri yararına kullanımın yaşlara göre sınırlandırılması gerekir. Okul öncesi dönemdeki bir çocuğun bilgisayar, internet veya oyun kullanımı oldukça sınırlı olmalı ve iyi bir şekilde denetlenmelidir. Aksi takdirde gerçek yaşam ile fantezi arasındaki farkı yakalayamadığı için oyunlardaki kahramanların yaptıkları davranışları arkadaşları üzerinde denediğinde, korkular ve kaygılar geliştirebilir. Okul öncesi dönem için bu materyallere ayrılacak zaman ortalama olarak günlük 15 dakikayı aşmamalı ve anne babanın gözetiminde olmalıdır. Bu dönemde, anne ve baba ile oynayacakları kutu oyunları, evcilik, resim yapma, kesme yapıştırma, hikâye dinleme ve anlatma, vs. daha çok vakit ayrılması gereken aktivitelerdir.

İlköğretim dönemindeki çocuk bilgisayarı keşfetmeyi, becerilerini geliştirmeyi, arkadaşları ile bilgi alışverişinde bulunmayı, yeni oyunları öğrenir. 1. Sınıf düzeyinde otoriteyi çok fazla sorgulama eğiliminde değildir. O nedenle koyulan kuralları uygulama konusunda ebeveynlerin pek fazla sıkıntı yaşaması beklenmez. Henüz okula başlamış ve dolayısıyla artan sorumluluklarına adaptasyon sürecinde olan, özellikle tam gün okula giden, 6 yaş çocuğunun günlük bilgisayar kullanım süresi 30 dakika olmalıdır. 7 -9 yaş arası, bu alana olan ilginin oldukça arttığı bir dönemdir. Genel olarak bu yaşlardaki çocuklar yasaklanan birçok davranışı gerçekleştirme eğiliminde olduğundan ailelerin koydukları kuralları çiğneme eğilimi gösterseler de kontrol edilebilirler. İnternette gezinmeyi, çeşitli oyunlar oynamayı, e-posta gönderip almayı başarabilen bu yaş çocuğunun akademik amaçlar dâhil günlük ortalama bilgisayar kullanımının 1 saati geçmemesi önerilir. Aksi takdirde hem akademik hem sosyal yaşam etkilenebilir. Bu yaşlara kadar cep telefonu ihtiyacı yoktur.

Ön ergenlik dönemindeki 10-13 yaş çocuğu, bilgisayar, internet ve oyun konsolları konusunda oldukça fazla bilgiye sahiptir. Bu alandan her türlü bilgiye sınırsız ulaşım sağlayabileceğinin farkındadır. Arkadaş ilişkileri eskiye oranla önem kazanır. Arkadaşlık kurma siteleri ve özellikle anlık ileti en çok kullanılan araçlardır. Ayrıca, okullar doğru kullanımını teşvik etmek amacı ile internetten bilgi aramaya yönelik çeşitli projeler, ödevler verirler. Dolayısıyla internetin eğitici rolü bu dönemde ön plana çıkmaya başlar. Bunlara ek olarak, bu yaştaki çocuklar bilgisayarı şarkı veya video indirmek, e-posta göndermek ve sevdikleri ünlüler hakkında araştırma yapmak için de kullanırlar. İletişim amaçlı cep telefonu ihtiyacı sınırlı olarak karşılanabilir.

Lise dönemi gençleri içinse artık bu temeller üstüne bir yaklaşım yardımcı olacaktır. Bağımsız, kendi kararlarını almak isteyen, egosu güçlenen genç, ailenin bu konudaki koruyucu, kontrol eden, sınırlayan yaklaşımlarını kabul etmez. Dijital aletlerin zararları konusunda bilgi vermek, onun üzerindeki etkileri göstermek işe yarayabilir. Bilgisayar başında kalıp geç yatan genç, sabah kalkmakta sorun yaşayınca, akademik başarısını etkileyince, sosyal ilişkilerinde farklılıklar olunca, hedeflerine doğru gitmelerini engelleyince, aile ilişkileri çatışmaya girince kontrol etme ihtiyacını fark ederler. Cep telefonunun değil ihtiyaç, en son teknoloji ve trendlere göre olması beklentisindedir. Bu konuda ailenin sosyo-ekonomik seviyesine göre karar vermek, koşullarını kabul etmesine de yardımcı olur.

Teknolojik aletlerin yarar ve zararları nelerdir?
İnternet erişimi, bilgiye ulaşma, araştırma becerilerini geliştirme,  globalleşme, aynı zamanda sosyalleşme, bilgi alma ve verme, en hızlı iletişimi sağlama, sunum becerileri açısından bir çok yararlar sağlamaktadır. Bireyler blogları ile kendi beceri, bilgi ve görüşlerini sunarak özgüvenlerini geliştirebiliyorlar.Tablet ve bilgisayar oyunları ise her zaman yanlış örnek oluşturacak veya çocuğun gelişimine zarar veren unsurlar içermiyor. Aynı zamanda eğitici, geliştirici ve yaratıcılığı destekleyen birçok özelliği de içinde barındırıyor. Çocukların kazanma ve kaybetme duygusunu deneyimlemelerine izin veriyor. Cep telefonları ise ailelerin çocuklarına ulaşmalarına, güvende hissetmelerine olanak tanıyor.
Zararları ise fiziksel, psikolojik ve sosyal alanlarda olabilmektedir. Bunlar, iskelet sistemi sorunları, görme bozuklukları, uyku bozuklukları, radyasyon riski, kilo sorunları, görsel alanın aktif kullanımından dolayı sözel alanın gelişmeyip dikkat eksikliği ve öğrenme sorunlarının ortaya çıkması, akademik başarının düşmesi, aile ilişkilerinin azlığı ve çatışmalar, sosyal beceri eksikliği ve iletişim sorunları, sanatsal ve sportif faaliyetlerin azalması, bağımlılık,  öfke sorunları, kaygı, şiddet ve saldırganlığın artmasıdır.

Bu konuda ailelerin izleyeceği tutum nasıl olmalıdır?
Gelişim çağındaki çocukların iç denetimleri yeterli olmadığından ebeveynlere büyük görevler düşüyor. Her yaş döneminin gelişim basamaklarında gösterdiği özellikler farklı olduğu gibi bilgisayar, internet ve oyun konsollarını kullanma davranışları da değişim gösteriyor. Ailelerin bu gelişim dönemlerinin özellikleri hakkında bilgi sahibi olması ev içi kullanım kurallarını belirlemelerinde yardımcı olacaktır. Amaç teknolojik araçları yasaklamak değil uygun kullanımını sağlamaktır. Önce ödev ve sorumluluklar sonra dijital aletler ödül olarak verilmelidir. Önce bilgisayar oyunu oynayan, sosyal paylaşımda, mesajda zaman geçiren çocuk bu alemden kalkıp ödevini yapmakta zorlanır, vicdan azabı çeker, erteler, çalışma motivasyonu düşer, ders çalışmak ceza olur.  Olumlu davranışın arkasından gelen ödül ise hem sorumluluk bilincini geliştirir, hem de planlama becerisini geliştirerek iç motivasyon ve denetimini arttırır. Çocuğunun yararını gözeten ebeveyn olarak “Bilgisayar oynayabilir miyim anne?” sorusuna “ödevlerini bitirdikten sonra yarım saat oynayabilirsin” yaklaşımı ve netliğine ihtiyaç vardır.

10 adımda dijital dünyada nasıl ebeveyn olunmalıdır?
1. Dijital aletleri uygun kullanan anne baba modeli olun
2. Sınırlarınızı çocuğun yaşına, kişiliğine, özel durumlarına göre ayarlayın
3. Gördüğünüz olumsuz etkileri görmesini sağlayın
4. Dijital aletleri olumlu davranışın arkasından ödül olarak kullanın
5. Çocuğunuza sınırlamalarınızın nedenlerini anlatın
6. Kendisinden beklenen sorumluluk ve davranışları belirtin
7. Gerçek yaşamını keyifli hale getirin
8. Beklenen davranış ve tutumlarını takdir edin, oto kontrolünü geliştirmek için daha çok sorumluluk verin
9. Sınırlarken, birlikte ortak gün ve zaman belirleyin
10. Sanat ve sportif aktivitelere yönlendirin.


Şeyda Özdalga, Uzman Klinik Psikolog 

5 Eylül 2016 Pazartesi

Çocuklar Tekrarla Öğrenir

Bebeklik dönemini takip eden yaş dönemlerinden biri olan 1-2 yaşındaki çocukların gelişimlerinde tekrar, diğer yaş dönemleri kadar önemlidir. Yaşından gün alan çocuk bilişsel, dilsel, sosyal, fiziksel ve özbakım becerileri olarak birçok farklılık ve farkındalıklarla gelişimini devam ettirir. 1-2 yaş dönemi gelişim özelliklerine göre istediği bir eşyayı eliyle gösterebilir, yardımsız yürümeye başlayabilir, "bana ayakkabını göster." deyince gösterebilir, ayaktayken topa ayağı ile vurabilir, kedi, araba gibi eşyaları tanıyabilir, kutuları üst üste koyarak kule yapabilir, iki kelimelik cümleler kurmaya başlayabilir, ellerini yıkayabilir, müziğe uygun ellerini çırpabilir.


Çocukların bu gelişim dönemlerinde beklenenleri yapmasında tekrardan yararlanmak onun öğrenmesini pekiştirmek ve yerleşmesini sağlamaktır. Beş duyunun da uyarılması ile öğrenme daha çabuk ve kalıcı olmaktadır. Bilinmeyenin sözcüklerle ifade edilmesi, koklatılması, tadılması, dokunulması, işitilmesi süreçlerine tabi olan bilgi belleğe yerleşmeye başlar. "Bu meyvenin adı çilek. Bak kokla, tadına bak." dedikten bir süre(bir saat) sonra aynı bilgilerin verilmesi, ertesi gün yine aynı bilgilerin yeniden verilmesi, öğrenip öğrenmediğini anlamak için "bunun adı neydi" diyerek sorulması, öğrenene kadar bu bilgilerin tekrarı yardımcı olur.
Sosyal Gelişim açısından anne babaların öğrenmeye katkıları için;

  • Basit ev işlerini ona göstererek sizi taklit ederek öğrenmesine yardım edebilirsiniz. Evdeki eşyaların durdukları yerleri öğretebilirsiniz. "Bak bu sabunun yeri banyodur."Oyuncaklarını kutuya atarak nasıl toplayabileceğini öğretebilirsiniz.
  • Aynı ortamda başka çocukla bağımsız oyun oynayabilir. Oyuncak arabayı sürmesini, oyuncak bebeğin beslenmesini göstererek öğretebilirsiniz.
  • Saklambaç oyunu öğretebilirsiniz. Alışverişe giderken ona bilgi vererek gidip bir süre sonra geleceğinizi her gidişinizde tekrar tekrar söylemek ve buna uygun davranmak size güvenmesini ve annesiz kalmayla baş edebilmesine yardımcı olacaktır.
  • Evin bölümlerini isimlendirerek öğretebilirsiniz. "Burası mutfak, yatak odası v.s. gibi) Ev dışında, çevrede geziler yaparken bilgi verebilirsiniz.
  • Hayvan hareket ve sesleri çıkararak çocuğun taklit etmesini sağlayıp, ödüllendirebilirsiniz.
  • Bir hafta boyunca aynı kitabı okursanız. Artık kitabın hangi sayfasından sonra hangi konunun ya da karakterin geldiğini bile söyleyebilir.
  • Nasıl selamlaşacağını öğretin. "Her gün günaydın, iyi geceler kelimelerini kullanabilirsiniz
  • Ellememesi gereken nesneleri sık sık belirtebilirsiniz.
  • Beklemesi gereken durumlar yaratabilirsiniz.
  • Oyuncaklarını arkadaşlarıyla paylaşmasını sağlayabilirsiniz.


Dil Gelişimi açısından anne babaların öğrenmeye katkıları için ;

  • Kişi ve nesneleri, giyecek, yiyecekleri sık sık aynı şekilde isimlendirebilirsiniz.
  • Vücudunun bölümlerini tanıtabilirsiniz.
  • Yanlış isimlendirirse doğrusunu tekrar tekrar belirterek ondan söylemesini isteyebilirsiniz.
  • Fiilleri kullanabilirsiniz. "Dede gitti. Yemek bitti. Anne geldi."gibi.
  • "Bana topu getir." gibi yönergeler verebilir, getirince aferin diyerek ödüllendirebilirsiniz.
  • Sık sık "bu ne? "diye sorular sorabilirsiniz.


Özbakım Becerilerinin Gelişimi açısından anne babanın öğrenmeye katkıları için ;

  • Çoraplarını çıkarmayı öğretebilirsiniz.
  • Pantolon giymeyi öğretebilirsiniz.
  • Ayakkabılarını çıkarmayı öğretebilirsiniz.
  • Düğmesi açık paltosunu çıkarmayı öğretebilirsiniz.
  • Fermuarlarını açıp, kapatmayı öğretebilirsiniz.
  • Tuvalet ihtiyacını haber vermesini öğretebilirsiniz.


Bilişsel Gelişim açısından anne babanın öğrenmeye katkıları için;

  • Bir kabın içinden tek tek 5-6 nesneyi çıkarmasını sağlayabilirsiniz.
  • Aynaya bakarak ağzını göstermesini isteyebilirsiniz.
  • Küpleri üst üste dizmesini öğretebilirsiniz.
  • Benzer nesneleri eşleştirmesini isteyebilirsiniz. "Bu topun aynısını bul, göster." gibi
  • Kalem ve boyalarla bantla sabitlenmiş kağıda karalama yapabilirsiniz.
  • Nesneleri isimlendirmesini isteyebilirsiniz.


Fiziksel Gelişim açısından anne babanın öğrenmeye katkıları için;

  • Sandalyeye tırmanmasını teşvik edebilirsiniz.
  • Çubuğa dört halka geçirmeyi öğretebilirsiniz
  • Delikli tahtadan çubuğu çıkarmayı gösterip aynısını yapmasını isteyebilirsiniz.
  • Buzdolabına kağıt yapıştırarak, ayakta çizim yapmasını sağlayabilirsiniz.
  • Merdiveni nasıl inip, çıkacağını öğretebilirsiniz.

 
Tüm bu gelişim alanlarının çocukta görülebilmesi için yapılacak sık tekrar hatırlatıcı ve öğretici olacaktır. Tekrarlar çocuğun her dönemi için uygulanabilir.

Uzman Psikolog Şeyda Özdalga

2 Eylül 2016 Cuma

İstanbul Karikatür & Sanat Festivali



St. Joseph Derneği Sosyal Tesisleri’nde 23-24-25 Eylül tarihleri arasında ilk kez gerçekleşecek olan, İstanbul Comics & Art Festival, en iyi karikatüristleri, çizgi romanları, animasyonu, illustrasyonu, graffiti sanatçılarını ve alternatif performans sanatlarını bünyesinde toplayacak.

Detaylı bilgi için; http://www.icaf.com.tr